Moda bölümü yeşil güç, daha az su ve ziyanlı eser kullanımı üzere üretime dönük sürdürülebilir telaşlar taşırken; bölüm temsilcilerinden tüketimdeki mevcut tablonun değişimi için adımlar bekleniyor. Son olarak Birleşmiş Milletler (BM), moda sanayisinde çok tüketimi özendirecek yaklaşımların sonlandırılması gerektiğine dair değerli bir davet yaptı ve bu davette şirketlerin bir adım atmamaları halinde başta net sıfır emisyon gayesi olmak üzere verilen taahhütlerin gerçekleşmesinin zorluğuna değinildi.
BM Etraf Programı’nın (UNEP) katkılarıyla hazırlanan kılavuzda, pazarlama faaliyetlerinde çok tüketimi özendirecek iletilerin azaltılması ve verilen taahhütlerin gerçekleşmesi için daha fazla harekette bulunulması gerektiğine dikkat çekildi.
100 MİLYAR ADET ÜRETİM
2050’ye kadar dokumacılık ve hazır giysi bölümünün dünyayı en çok kirleten ikinci kesim olabileceği konuşulurken; Cardiff Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Karaosman, BM’nin çok tüketim vurgusunu, “Sürdürülebilirlikte hala yaraya pansuman yapmak yerine, yara bandı yapıştırıyoruz” kelamlarıyla kıymetlendirdi. Moda tedarik zincirinin en büyük sorununun çok üretim ve tüketim olduğunu söyleyen Karaosman, “Her yıl 100 milyar adet eser üretiliyor. Sistem o kadar karmaşık ki moda tedarik sürecindeki aktörlerin bile tam olarak kimler olduğunu anlayamıyoruz. Moda markaları sürdürülebilirliği anlamadığı ve karar alma düzeneklerine gerçek işçileri dahil etmediği sürece taahhütler ne adil olacak ne de bilimsel manada gerçeklik kazanacak” dedi.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ANLAMADIK’
“Moda markalarının sürdürülebilirliğe yaklaşımı yanlış zira biz hâlâ sürdürülebilirlik vizyonunu anlayamadık” diyen Karaosman, tedarik sürecindeki karışıklığa da değindi ve üretim basamağındaki tüm ögelerin sisteme dahil edilmesi gerektiğini vurguladı: “Moda markalarının iklim değişikliği konusunda belirledikleri maksatlara üreticiler dahil değil. 2050’ye kadar moda markalarının net sıfır emisyon gayelerine ulaşamayacağını görüyoruz. Çok üretim üzerine yerleşen işletme modeli varken taahhütler inandırıcı değil. Demir, çelik üzere birçok sanayi bu çevresel dönüşümden geçti. Öteki sanayilerden öğrenmemiz gereken çok şey var. Markalar kârlarını yükseltirken, tedarikçiler günü kurtarabilmekle gayret ediyor.”
‘İNSANLAR ARTIK YANIT ALMAK İSTİYOR’
-Geçtiğimiz haftalarda Danimarka’da düzenlenen, moda sanayisi için kıymetli etkinliklerden biri olan Küresel Fashion Summit’te konuşmacı olan Karaosman, tertipteki izlenimlerini ise şu sözlerle lisana getirdi: “Artık insanların sabrı yok, beşerler sorgulamak istiyor. Kopenhag’ta birinci kere soru sormak isteyen bir topluluk gördüm. Moda markaları muazzam bir sistemde, yasal yönetmeliklerin kendilerine dokunmadığı cennet bahçesinde yaşıyorlardı. Artık kimi soruların yanıtlarını vermeleri gerekiyor. AB içinde de toplumsal ve çevresel manada kanunların şekillendiğini görüyoruz. Yıllardır konuştuk ancak bir şeyler değişmiyor. Ya konuşma biçimimiz ya da konuştuğumuz şeyler yanlış.”
FRANSA TAMİR FİYATINI KARŞILAYACAK
-BM’nin çok tüketime yönelik davetiyle benzeri vakitlerde Fransa’dan da yeni bir adım geldi. Giysi ve ayakkabıların onarılması için tüketiciler ismine hükümetin ödeme yapacağı açıklandı. Böylelikle dokuma atıklarının en az düzeye indirilerek, global ısınmaya yol açan faktörlerin de olabildiğince düşürülmesi amaçlanıyor. Plan kapsamında Ekoloji Bakanı Bérangère Couillard tarafından yapılan değerlendirmede, tamiratın tipine bağlı olarak 6 ila 25 Euro ortasında indirim uygulanacağı kaydedildi. Bakanlık program için Fransa’da özel bir kuruluşla çalışacak. Fransa’da 2022 yılında 3.3 milyar modül elbise, ayakkabı ve konut dokuması eserinin piyasaya sürüldüğü belirtiliyor. Her yıl çöpe atılan giysiler ise 700 bin tona karşılık geliyor.